Güneşlenme Kaç Dakika Olmalı? Işığın Ruh Üzerindeki Görünmeyen Etkileri Bir psikolog olarak bazen kendime şu soruyu sorarım: “Işık, sadece cildimizi mi ısıtır, yoksa ruhumuzu da mı besler?” Her sabah perdeleri açtığımızda yüzümüze vuran güneş, yalnızca bir doğa olayı değil; psikolojik bir uyarandır. Güneşlenme süresi denildiğinde akla genellikle D vitamini ya da bronz bir ten gelir. Oysa mesele bundan çok daha derindir: Güneşle geçirilen her dakika, beynimizin kimyasal dengesine, duygusal durumumuza ve sosyal etkileşim biçimlerimize dokunur. “Güneşlenme kaç dakika olmalı?” sorusu, aslında “kendimizle ne kadar ışıkta kalabiliyoruz?” sorusuyla da ilgilidir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Işık ve Zihinsel Netlik Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin…
8 YorumEtiket: bir
Güney Kutbu Neden Yasak? Öğrenmenin Keşif Yolculuğunda Bir Pedagojik Düşünce — Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Başlayan Bir Yolculuk Eğitim, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bir dönüşüm sürecidir. Her öğrenci, dünyayı anlamlandırma biçimiyle benzersizdir; her öğretmen ise, o anlamlandırmayı derinleştiren bir rehberdir. Bir eğitimci olarak çoğu zaman kendime şu soruyu sorarım: Öğrenmek, sadece bilmek midir, yoksa anlamın peşine düşmek mi? Tıpkı öğrenme süreci gibi, “Güney Kutbu neden yasak?” sorusu da yüzeyin altında çok daha derin bir keşif barındırır. Bu yazıda, hem coğrafi hem pedagojik anlamda “yasak” kavramını birlikte sorgulayacağız. — Güney Kutbu Gerçekten Yasak mı? Güney Kutbu, yani Antarktika, sanıldığının aksine…
6 YorumKanare Ne Demek? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Yolculuk Bazı kelimeler vardır ki, onları duyduğunuz anda merakla kafanızı kaldırır, “Acaba bu tam olarak ne anlama geliyor?” diye düşünürsünüz. “Kanare” de işte bu kelimelerden biri. Belki bir yerde kulağınıza çalındı, belki sosyal medyada karşınıza çıktı ya da belki bir sohbet sırasında duyduğunuzda anlamını merak ettiniz. Gelin, birlikte bu kelimenin kökenine, farklı kültürlerdeki yansımalarına ve hem küresel hem de yerel dünyadaki anlam katmanlarına yakından bakalım. Kanare’nin Anlamı: Bir Kelimeden Fazlası “Kanare” kelimesi, birçok dilde doğrudan bir karşılığa sahip olmayan, anlamı bağlama göre değişen bir ifadedir. En yaygın biçimiyle, eski dillerde ve…
4 YorumTektonik Göller Nasıl Oluşur? Edebiyatın Derinliklerinden Bir Bakış Giriş: Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, insan ruhunun derinliklerine inen, bizi hem geçmişe hem de geleceğe bağlayan bir yolculuğa çıkar. Kelimeler, sadece anlam taşımaz; bir kavramın arkasındaki duyguları, tarihi, zamanın ruhunu ve insanın evrendeki yerini de yansıtır. Bir yazar için, kelimeler birer göldür – bazen sakin, bazen fırtınalı; ama her zaman derin ve gizemlidir. Tıpkı doğanın sırlarını anlatan edebi eserler gibi, tektonik göller de kendi anlatılarında büyük bir anlam taşır. Bu göllerin nasıl oluştuğuna dair bir soru sormak, sadece coğrafyanın değil, insan ruhunun da dönüşümünü anlamaya çalışmaktır. Tektonik göllerin oluşumunu,…
4 YorumGözlem Ne Demek? Toplumsal Gerçekliğe Bakmanın Sanatı Üzerine Sosyolojik Bir Analiz Bir Araştırmacının Dünyaya Bakışı Bir sokağın köşesinde çay içen insanlara, bir pazarda fiyat tartışan kadınlara, iş çıkışında sessizce eve yürüyen erkeklere baktığınızda aslında ne görürsünüz? Benim için bu görüntüler, bir toplumun aynasıdır. Gözlem, yalnızca bakmak değildir; anlamaya, çözümlemeye ve bağ kurmaya çalışan bir eylemdir. Sosyolojik açıdan bakıldığında gözlem, bireylerin davranışlarıyla toplumsal yapı arasındaki etkileşimi yakalamak için kullanılan en insani yöntemdir. “Gözlem ne demek?” sorusu bu bağlamda yalnızca bir tanım değil, aynı zamanda bir farkındalık çağrısıdır — görmekle yetinmek yerine, anlamaya çalışmaktır. Gözlem: Görmekten Fazlası Gözlem, toplumu anlamanın en güçlü…
6 YorumGöz Alıcı Nasıl? Öğrenmenin Estetiği Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimcinin gözünden öğrenme, yalnızca bilgi aktarmak değildir; bir dönüşüm yaratmaktır. Her öğrenme deneyimi, bir zihnin parlaması, bir farkındalığın doğuşudur. Bu yüzden, “Göz alıcı nasıl?” sorusu sadece estetik bir merak değil; eğitimin doğasına dair derin bir pedagojik sorgulamadır. Çünkü gerçekten “göz alıcı” olan şey, dikkat çekmekten öte, anlam kazandırandır. Eğitimde göz alıcılık, parlayan renklerden değil, kalıcı izlerden doğar. Öğrenme süreci, bir sanat gibi işler; doğru yöntemlerle şekillendiğinde, hem bireyin hem toplumun ufkunu genişletir. 1. Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Dikkatin Parladığı Nokta Eğitim psikolojisine göre, öğrenmenin ilk adımı dikkattir. Göz alıcı olan her…
8 YorumÖğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Başlayan Bir Hikâye: Ayrılıkta da Ders Var Bir eğitimci olarak inanırım ki her insan deneyimi —mutluluk olsun, acı olsun— bir öğrenme sürecine dönüşebilir. Bireyler yalnızca okul sıralarında değil, hayatın içinde de sürekli öğrenir, kendini keşfeder ve evrilir. Bugün ele alacağımız konu, ünlü oyuncu Gonca Vuslateri ile ses mühendisi Edip Burak Ertoğan arasındaki evlilik ve ayrılık süreci. Ancak bu yazı magazin dedikodularını tekrar etmeyecek; bu ilişkiden çıkarılabilecek öğrenme ve pedagojik anlamı irdeleyecek. “Sizce insanlar neden ilişki kurar? Ve en önemlisi, ayrılık ne zaman bir başarısızlık değil de yeni bir öğrenmedir?” Bu sorularla yola çıkarak ele alacağız. Ayrılığın Resmî…
6 YorumMuhassar Olmak Ne Demek? Engellerin Ardındaki Gücü Anlamak Bazı kelimeler vardır, ilk duyduğunuzda anlamını bilmeseniz de içinde derin bir yankı hissedersiniz. “Muhassar olmak” da onlardan biridir. Bu kelime kulağa eski, belki biraz uzak gelir ama aslında hepimizin hayatında bir şekilde deneyimlediği bir hali anlatır. Bugün sizi, hem tarihsel hem insani bir yolculuğa davet ediyorum: muhassar olmanın anlamına, verilerle, hikâyelerle ve duygularla yaklaşalım. Kelimenin Kökeni: Muhassar Olmak Ne Anlama Gelir? “Muhassar” kelimesi Arapça kökenlidir. “Hasr” kökünden gelir ve “kuşatılmış, sıkıştırılmış, engellenmiş” anlamına gelir. Yani “muhassar olmak”, bir durum ya da güç tarafından çevrelenmek, hareket alanı daraltılmış olmaktır. Ancak bu sadece fiziksel…
8 YorumHaşr Nasıl Olur? İnsanlık İçin Son Derece Önemli Bir Gerçeklik Herkesin aklında farklı bir haşr (kıyamet) tasviri olabilir. Kimileri korkuyla, kimileri ise merakla yaklaşır bu olaya. Ancak, kelimelere döküldüğünde haşr sadece dini bir olgu olmaktan çıkar ve insanlık tarihinin en büyük dönüşümünü işaret eder. Peki, haşr gerçekten nasıl olur? Bugün bu soruya, farklı inanç sistemlerinden, bilimsel verilerden ve tarihi örneklerden bakarak bir yanıt arayacağız. Haşr Kavramı ve Çeşitli İnanç Sistemlerinde Yeri Haşr, kelime anlamı olarak “toplama” veya “toplanma” anlamına gelir. Kıyamet, ölüm ve yeniden dirilişle ilişkilendirilen bu terim, dünyanın son bulacağı ve insanların bir araya getirileceği büyük bir olay olarak…
4 YorumFütürizm İlkeleri Nelerdir? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç ilişkileri, her toplumun temel yapı taşlarını oluşturur. Bu ilişkiler, iktidarın kimde olduğunu, toplumsal düzenin nasıl şekillendiğini ve bireylerin toplumdaki rollerini belirler. Siyasal düşüncenin en önemli sorularından biri, güç ve otoritenin nasıl yapılandığı ve bireylerin bu yapılar içinde nasıl bir yer bulduğu üzerinedir. Fütürizm, geleceğin toplumsal yapısını, bu güç ilişkilerinin değişeceği, toplumsal kurumların dönüşeceği bir vizyonla şekillendirir. Fütürist bakış açısı, yalnızca teknolojik ve ekonomik değişimleri değil, aynı zamanda siyasal iktidarın ve toplumsal düzenin gelecekte nasıl evrileceğini sorgular. Bu yazıda, fütürizm ilkelerinin siyasal açıdan nasıl şekillendiğini ve toplumsal yapıları nasıl dönüştürebileceğini inceleyeceğiz. Fütürizm…
8 Yorum